Welcome to Our Website

Tunus’taki Nahda Hareketi, ülkenin güvenliği için kurtarma planı çağrısı yapıyor

Tunus’taki Nahda Hareketi, “ülkenin güvenliği sağlamak için ekonomik ve siyasi kurtarma planına ihtiyacı olduğunu” belirtti.

Nahda Hareketinden, Yasemin Devrimi’nin 13. yıl dönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, ülkenin güvenliğini sağlamak için ekonomik ve siyasi bir kurtarma planına ihtiyacı olduğu aktarıldı.

Söz konusu planın, önceliklerin rasyonel bir şekilde düzenlenmesine dayanması gerektiği belirtilen açıklamada, planda “vesayet ve dışlama olmadan siyasi, sivil, kültürel kesimlerden demokratik ve ulusal güçlere, ülkenin geleceğini şekillendirme fırsatı verilmesi” istendi.

Açıklamada, planın halkın tercihine dayalı olması gerektiği ifade edilerek, “siyasi ve sosyal atmosferin arındırılmasının, tutuklamalara, siyasi yargılamalara, kamusal ve bireysel özgürlüklere yönelik her türlü kısıtlamaya son verilmesinin” önemine değinildi.

Cumhurbaşkanı Kays Said’in “25 Temmuz kararlarının ülkeyi demokrasi rotasından saptırdığı” aktarılan açıklamada, Tunus’un ihtiyaç duyduğu kurtarma planının ülkede güvenliğin sağlanmasını amaçladığının altı çizildi.

Açıklamada, “Ülkemiz, bugüne ve geleceğe yönelik kaygıların arttığı derin ve karmaşık bir kriz yaşamaktadır. Bu krizde, halkın gücü, hukukun üstünlüğü, vatandaşlık hakları, kalkınma, zenginliğin adil dağılımı ve fırsat eşitliği adına mücadeleyi sürdürmek için özgürlük ve onur devrimi ruhundan ilham alınması ihtiyacı vurgulanmaktadır.” denildi.

Tunus’ta demokrasiye geçiş olarak adlandırılan “Yasemin Devrimi” her yıl 17 Aralık’ta “Tunus Devrim Günü” adıyla kutlanıyor.

Tunus’un orta kesiminde yer alan Sidi Buzid kentinde 17 Aralık 2010’da kendini ateşe veren Muhammed Buazizi, 23 yıl boyunca ülkeyi demir yumrukla yöneten Zeynel Abidin bin Ali’nin 14 Ocak 2011’de ailesiyle Tunus’tan kaçmasıyla sonuçlanan gösterileri başlatmıştı.

Üniversite mezunu 26 yaşındaki seyyar satıcı Buazizi’nin zabıta tarafından tezgahına el konulması ve yetkililerce hakarete uğramasının ardından hayatını ortaya koyduğu eylem, Tunus’un “Yasemin Devrimi”, Arap dünyasının ise “Arap Baharı” olarak adlandırdığı süreç olarak biliniyor.

Kays Said’in “25 Temmuz olağanüstü kararları”

Tunus Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz 2021’de açıkladığı olağanüstü kararlar, ülkede bir tür “istisnai durum” oluşmasına yol açtı.

Meclisin çalışmalarını donduran ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran Said, 22 Eylül 2021’de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı.

Said’in açıkladığı “siyasi krizden çıkış yol haritası” kapsamında ülkede 25 Temmuz 2022’de anayasa referandumu, ardından erken genel seçimler yapıldı.

Yeni anayasa ile başkanlık sistemine geçilen Tunus’ta Halk Meclisinin yanı sıra “Bölgesel ve Yerel Ulusal Konsey” adıyla ikinci bir parlamentonun kurulacağı da anayasada yer almıştı.

Tunus’ta bazı kesimler Said’in kararlarını “darbe” olarak nitelendiriyor ve ülkenin demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir