Suudi Arabistan’la çıkan suni krizin mimarları! Adım adım ‘Süper Kupa’ algı operasyonu

Posted by

Galatasaray ile Fenerbahçe arasında Suudi Arabistan’da oynanacak olan Süper Kupa organizasyondaki aksaklıklar sebebiyle iptal edilmişti. Semboller üzerinden suni bir kriz ve hükümete karşı algı operasyonuna dönüşen olayın arkasındaki asıl aktörler de susarak bu operasyonu daha da körükledi.

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi Türkiye’yi dünyaya rezil eden olayın başından sonuna nasıl evrildiğini tek tek anlatarak işin arkasındaki isimleri istifaya davet etti. İşte Selvi’nin ‘Süper Kupa’dan süper operasyon çıkarma” başlıklı yazısı;

FENERBAHÇE ile Galatasaray’ın Süper Kupa maçını Suudi Arabistan’da oynayacağı ortaya çıktığı andan itibaren bir tepkiler başladı.

Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Süper Kupa’nın Samsun’da ya da Cumhuriyet’in başkenti olarak Ankara’da oynanması daha şık olurdu.

– İlk düğme yanlış iliklendi. Ondan sonra yanlışlar üst üste geldi.

– Süper Kupa maçının Suudi Arabistan’da oynanması karşılığında Fenerbahçe ve Galatasaray’ın kasasına milyon dolarlar gireceği ortaya çıktı. Futbol Federasyonu da yüklü bir miktarda pay sahibi olacaktı.

ALGI OPERASYONU NASIL BAŞLADI

Ama bundan kamuoyunun hiç haberi olmadı. Sanki Erdoğan, Suudi Arabistan rejimine söz vermiş, o nedenle iki güzide takımımız Arabistan’da maç yapmak zorunda kalmış gibi bir hava oluştu. Algı operasyonu başladı.

– Oysa sonradan ortaya çıktı ki Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin başkanlarına Süper Kupa maçını Suudi Arabistan’da oynamaları karşılığında 4 milyon dolar bir para kazanılacağı teklifini iletiyor. Başkanlar kabul ediyor. Ağustos ayında Futbol Federasyonu’na vekalet veriyorlar.

– Bu karar açıklandıktan sonra sosyal medyada karşı kampanya başlıyor. Erdoğan’ın baskısı nedeniyle Fenerbahçe ve Galatasaray bu maçı oynamak zorunda bırakılıyor algısı oluşturulmak isteniyor.

BAŞKANLAR SUSUYOR ALGI OLUŞUYOR

– Peki bu durumda Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Ali Koç ile Dursun Özbek’in, “Suudi Arabistan’da oynanacak maç teklifini biz kabul ettik. Bundan dolayı 4 milyon dolarlık bir kazanç elde edilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda bir telkini söz konusu değildir” diye bir açıklama yapmaları gerekmez mi? İşlerine gelince sokaktaki güvenlik kamerasına dahi konuşuyorlar. Ama konuşmaları gerektiği yerde susuyorlar. Böylece Erdoğan istedi, maç Suudi Arabistan’da oynanacak algısı oluşturulmaya başlanıyor.

BÜYÜKEKŞİ SORUYOR

– İş biraz daha büyüyor. Fenerbahçe ve Galatasaray Divan Kurulları 5-6 Kasım’da toplanıyor. Maçın Suudi Arabistan’da oynanmaması kararı alınıyor. Bu kararlar üzerine Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ali Koç ve Dursun Özbek’i arıyor. “Bir sorun var mı, iptal edelim mi?” diye soruyor. Başkanlar sorun olmadığını, maçı oynayacaklarını beyan ediyorlar.

ERDOĞAN DA İSTEMEMİŞ

– Fenerbahçe ve Milli Takım’ın eski oyuncularından Rıdvan Dilmen’in açıklamalarından da öğreniyoruz ki, Erdoğan da maçın Suudi Arabistan’da oynanmasını istemiyor. Rıdvan Dilmen şöyle anlatıyor:

“Cumhurbaşkanımıza sordum. Sayın Cumhurbaşkanı da ben de Büyükekşi’ye ‘Niye burada oynuyorsunuz?’ diye sordum. Büyükekşi de ‘İki kulübe de para kazandıracağız’ diyor. ‘Cumhurbaşkanı peki kulüpler ne diyor?’ diye ikinci bir soru soruyor. Büyükekşi, ‘Kulüpler kabul etti’ diyor. Bir gün sonra ben Mehmet Bey’i aradım. ‘Siz Cumhurbaşkanı ile istişare etmediniz mi?’ diye sordum. ‘Yok sadece görüştüğümüzü söyledik, kulüplerimizin paraya okey verdiğini söyledik’ dedi.”

PARALAR KASAYA GİRİYOR

BU arada maçtan 1 ay önce paralar takımların kasasına giriyor. Kazanan takıma 2 milyon 400 bin dolar, kaybeden takıma 1 milyon 600 bin dolar verilecek. İki takıma 1 milyon 600 bin dolar ödeme yapılıyor. Maçtan sonra da kazanan takımın hesabına artı 800 bin dolar daha girecek. Bu arada Futbol Federasyonu’na ne kadar ödeme yapılacağını bilmiyoruz.

– Türkiye ile Suudi Arabistan Futbol Federasyonları arasında  20 Ekim 2023 tarihinde bir protokol imzalanıyor.

PROTOKOL YAPILIYOR

– Maçtan önce İstiklal Marşı’nın okunması ve Türk bayraklarının kullanılmasına yönelik uzlaşmaya varılıyor. Takımların sahaya kendi bayrakları ile çıkmaları ve Süper Kupa bayrağının da kullanılması, İstiklal Marşı’nı Norm Ender’in okuması kararlaştırılıyor.

– Maçtan 10 gün önce TFF yetkilileri Suudi Arabistan’a gidiyor. Maçla ilgili hazırlıklar gözden geçiriliyor. 

– Maçtan bir gün önce stadyumda prova yapılıyor. İstiklal Marşı okunuyor. Binlerce Türk maçı izlemek üzere Riyad’a akın ediyor. Ama Türkiye’de, Suudlular İstiklal Marşımızın okunmasına izin vermedi haberleri yayılıyor.

OPERASYON BAŞLIYOR

MAÇ günü operasyon başlıyor. Maçın başlayacağı gün sosyal medyada önce Suudluların İstiklal Marşımızın okunmasına ve Türk bayrağının açılmasına izin vermediği haberi yayılıyor. Dezenformasyonla mücadele merkezi bu haberin doğru olmadığı duyurusunu yapıyor. 

Ne oluyorsa ondan sonra oluyor. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın son günde verdikleri teklifler ortaya çıkıyor.

Fenerbahçe maça, “Yurtta Sulh Cihan’da Sulh” pankartı ile çıkmak istediğini, Galatasaray ise “Ne Mutlu Türküm diyene” dövizini taşımak istediğini bildiriyor. Fenerbahçe açılış seramonisine futbolcuların üzerilerinde�Atatürk resmi olan formalarla çıkmasını teklif ediyor. Suudi Arabistan yetkilileri bunu kabul etmiyor.

Netice itibarıyla kartopu yuvarlandıkça büyüyor, sonunda bir krize dönüşüyor. İş Atatürk tartışmasına dönüşüyor. Maç oynanmıyor, takımlarımız Türkiye’ye dönüyor.

HÂLÂ SUSUYORLAR

BU süreçte bir kez daha anladım ki, “Futbol sadece futbol değildir.” Bir spor müsabakası krize dönüşüyor. Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkilerini olumsuz etkileyecek bir seviyeye geliyor. Bu süre zarfında herkes konuşuyor ama krizin mimarları konuşmuyor. Böylece nur topu gibi uluslararası bir krizimiz oluyor. Bakın bunca olay yaşandı. Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ağızlarını açıp tek bir kelime konuşmadılar. Şimdi susma zamanı mı? Çıkın kamuoyunun karşısına konuşun. Çözülebilecek bir sorunu çözmeyi beceremediniz. Şimdi de susarak krizin siyasete ve iki ülke ilişkilerine yansımasına sebep oluyorsunuz.

Mehmet Büyükekşi, Ali Koç ve Dursun Özbek buradan size sesleniyorum: Şimdi konuşmayacaksınız da ne zaman konuşacaksınız? Başından beri kamuoyunu doğru bilgilendirmeyerek, sanki bu işler Erdoğan’ın baskısıyla oluyor gibi bir algının oluşmasına sebep oldunuz. Şimdi de susarak bu olayın bir rejim sorununa dönüşmesine hizmet ediyorsunuz. Bu iş Erdoğan’ın baskısıyla yapılıyor algısını el altından besliyorsunuz. Bombanın pimini çekip Erdoğan’ın kucağına bırakıyorsunuz. Ama bu millet sizin hangi operasyonlar peşinde olduğunuzu gördü. Bir kez daha yakalandınız.

İSTİFA EDECEK MİSİNİZ

Eğer bir olayda Mehmet Büyükekşi varsa bir kriz, Ali Koç varsa iki kriz demektir. Üç kuruş para uğruna bir spor olayını rezalete dönüştürdünüz. Peki istifa etmeyi düşünüyor musunuz?

KAYNAK: HÜRRİYET – ABDULKADİR SELVİ

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir