CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, TBMM Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyonu’nda kabul edilen “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin, “Yaşatmak varken bütün yollar denenmiş de sonuç alınamamış gibi öldürmeyi tek seçenek olarak görmek olsa olsa cinnet halinin son evresidir. Bu düzenleme, Meclis ve ülke tarihine kara bir leke olarak geçecektir” açıklamasını yaptı.
CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanacak olan Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında “Yaşatmak varken öldürmek niye” diye sorarak, şunları kaydetti:
“Memleketin onca sorunu varken, nüfusun büyük bir çoğunluğu işsizlik, yoksulluk ve açlıkla sınanırken, halkına yabancılaşmış, gerçeklerden kopmuş ve sadece kendi gündemine odaklanmış bir yapıyla karşı karşıyayız. Bunun son örneği de toplumun büyük çoğunluğuyla inatlaşma pahasına Meclis gündemine getirilen katliam yasasıdır. Yaşatmak varken bütün yollar denenmiş de sonuç alınamamış gibi öldürmeyi tek seçenek olarak görmek olsa olsa cinnet halinin son evresidir. Bilimsel hiçbir veriye dayanmadan, doğru dürüst tartışılmadan ve toplumsal uzlaşı aranmadan apar topar komisyondan geçirilen ve Meclis Genel Kurulu’na indirilen bu düzenleme Meclis ve ülke tarihine kara bir leke olarak geçecektir.
Evet, ülkemizde bir sokak hayvanı sorunu vardır. Zaman zaman köpeklerin neden olduğu acı olaylar da yaşanmaktadır. Bu olaylara maruz kalmış insanların ve ailelerin isyanlarına ve haykırışlarına da hak vermemek mümkün değil. Ama bunun sorumlusu da sadece sokak hayvanları değil, sokakları güvenli hale getiremeyen yönetimlerdir, yöneticilerdir. 22 yıldır sorunu görmeyen, sokak hayvanlarının popülasyonu ile aktif mücadele etmeyen AKP, çözümü sahipsiz hayvanların yok edilmesinde bulmuştur. Bunun bedelini de CHP’li belediyelere ödetmeye, belediyeler ile yurttaşları karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır.
“Bu nasıl bir insanlıktır, nasıl bir zihniyettir, nasıl bir anlayıştır”
Bu aşamada bir yandan sokaklarımızı daha güvenli hale getirmeli bir yandan da hayvan hakları konusunda vicdani duruşumuzu asla kaybetmemeliyiz. Çünkü bu dünya sadece bizlerin değil, kedisiyle, köpeğiyle, kurduyla, kuşuyla, çiçeği ve böceğiyle hepimizin. Bizlerin olduğu kadar bütün canlıların yaşam hakkı var ve bizlerde bu hakka saygı duymak zorundayız. İnsan olmak bunu gerektirir. Vicdanlı olmak, ahlaklı olmak bunu gerektirir. Yaşatmak varken öldürmek niye? Bu nasıl bir insanlıktır, nasıl bir zihniyettir, nasıl bir anlayıştır. Öldürme hakkını size kim vermiştir. Bu cüreti nereden buluyorsunuz. Onların da bir canı olduğunu nasıl unutuyorsunuz? Nerede merhametiniz, nerede vicdanınız, nerede insanlığınız?
“Çözümü ve çaresi olan bir sorunda ölümü seçmek cinayettir”
Biz mütemadiyen yaşamı savunduk, savunmaya da devam edeceğiz. Zorunluluk olmaksızın bir canlının bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur. Çözümü ve çaresi olan bir sorunda ölümü seçmek akıl tutulmasıdır, cinayettir. Biz bu cinayete ve suça ortak olmayacağız. İnsanız ve insanca bir çözüm istiyoruz. Bunun için de sonuna kadar direneceğiz.”